İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | no longer zf. | artık | ||
We need no longer place the main focus of policy on China. Artık politikamızın ana odağını Çin'e çevirmemize gerek yok. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | no longer zf. | daha fazla | ||
We can no longer allow provision to be made for more development aid here. Artık buraya daha fazla kalkınma yardımı yapılmasına izin veremeyiz. More Sentences |
||||
Genel | no longer zf. | daha fazla değil | ||
He can stay here for one night, no longer. O burada bir gece kalabilir, daha fazla değil. More Sentences |
||||
Genel | no longer zf. | bundan böyle |